Fıkhî Tefekkürde Usul Tasavvurları
Hasan Hacak


İDE AKADEMİ 2021-2022 | DERS NOTLARI | 29 KASIM 2021

Müslüman Gelenekte Nazarî Düşüncenin Ortaya Çıkışı

  • Müslümanların nazarî düşünceye dair ilk teorileri fıkıh ve kelam alanında ortaya çıkmıştır. Müslümanlar için nazarî bilgi, dini ispat sürecinde yaptıkları ontolojik ve epistemolojik faaliyetlerdir.
  • Müslümanların nazarî ilimlerle uğraşmalarının esas sebebi ise yabancı kültürlerle karşılaşmalarıdır. Onların nazarî faaliyetleri dini temellendirme amacıyla başlamıştır.
  • Basra, Bağdat ve Kufe gibi büyük kentler çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, muazzam bir ilmî zenginliğe sahip bölgelerdir.
  • Bu kentlerde bulunan diğer kadim kültür ve medeniyetlerin ciddi bir muktesabata sahip olmaları Müslümanları ilmi açıdan harekete geçirmiştir. Bunun sonucunda Müslümanlar, İslam’ı tanıtmak ve savunmak amacıyla yeni bir ilmi nazarîye ortaya koymuşlardır.  
  • Müslümanlar, İslam dinini ispat ederken mümteni’nin olamayacağı gerçeğinden hareket etmişlerdir. Bu anlamda mümkin ve vacip kavramları ön plana çıkmıştır.
  • Müslümanlar İslam’ı, gayr-i Müslim kitleye anlatma gayesi ile hareket ettikleri için geliştirdikleri dil de bu anlamda evrensel kaideler çerçevesinde olmuştur.
  • Müslümanlar, ilk olarak İslam’ın temel ilkesi olan Tanrı’nın varlığını ispat etmeye yoğunlaşmışlardır. “Tanrı vardır” önermesi, bir ontoloji meselesi olmakla beraber aynı zamanda bilgi teorisinin ipuçlarını da yapısında barındırmaktadır.
  • Tanrının varlığının zorunluluğu birtakım aksiyomlardan (“Tanrı kesinlikle vardır”)  hareketle ortaya konulmuş ve vacip kavramı bu bağlamda önem kazanmıştır.


Fıkhî Tefekkürde Usul Tasavvurları

  • İslam kültürü içerisinde usul-i fıkıh, kelam ve dil bilimleri oldukça önemlidir. Bu ilimler arasında usul-i fıkhın merkezi bir konumu bulunmaktadır. Çünkü usul-i fıkıh; kelam, dil bilimleri ve fıkhın epistemolojisidir.
  • Fıkıh, dini teori inşa etme sürecinde geliştirilen önermelerin devamı ve olaylara uyarlanmasıdır. Kelam ve usul-i fıkıhta üretilen önermeler fıkıhta devam ettirilmektedir.
  • İlk dönem Müslüman alimler nazarî ilimleri oluştururken, felsefe terimlerini aktif olarak kullanmışlardır. Bu terimlerin başında vacip, mümkin ve mümteni gelmektedir.
  • O dönemlerde Aristoculuk ve Atomculuk modeli olmak üzere iki varlık modeli vardı. Atomculuk modeli, Müslüman kelamcılar tarafından benimsenmiş ve bunu temel alarak hudûs delilini geliştirmişlerdir.
  • Müslümanlar, kesin bilginin inanç açısından öneminin farkında olarak hareket etmişlerdir. İlk olarak “Bizim bazı bilgilerimiz kesindir. Aklın bazı bilgileri kesindir, duyularımızın bazı verileri kesindir”; ikinci olarak ise “Din verileri kesin yollarla gelmiştir. Asla bir şüphe yoktur” önermesini kurmuşlardır.
  • İslam’ın temel kaynağı haberdir. Bu nedenle Müslümanlar ilk önce haber teorisini geliştirmişlerdir.
  • Müslümanların geliştirdiği haber teorisine göre yalan söylemesi imkansız bir gruptan gelen haber kesin bilgi içermektedir.