Dönem Ödevleri 2021-2022

Fıkıh Usûlü Kelamın Mı Yoksa Fıkhın Mı Bir Dalı Olduğu Meselesi
Mahmut Acar

İDE AKADEMİ | DÖNEM ÖDEVİ 2021-2022

Fâkih ve âlimlerin fıkıh ve fıkıh usûlü ilmini tanımlamalarına bakarsak genel olarak yapılan tanımlarda usûl, işin aslı, fürû’ fıkıh ise aslın dalları konumundadır. Dolayısıyla fıkıh, usûl ilminin alt dalı konumundadır. İki ilmin tedvinine baktığımızda ise fıkıh, usûlden önce tedvin ve te’lif edilmiştir ama bu durum usûl ilminin fıkıhtan sonra olduğu ya da fıkıh tedvin edilirken usûlün olmadığı anlamına gelmemektedir. Sadece usûl ilminin tedvini fıkhın tedvininden sonra gerçekleşen bir durumdur.[1]

Genel manada fıkıh ve usûl ilminin birbiriyle olan ilişkisi böyle iç içe olduğu halde usûl ilmini fıkhın alt dalı ya da kelâm ilminin alt dalı olarak görmek usûl yazımındaki metotlardan kaynaklanmaktadır. Usûl yazımında takip edilen iki ana metottan birincisi kelâmî ilkelerle usûlü ele alan mütekellimîn, diğeri ise fıkıh mesâiline çokça yer veren fukaha metodudur. Bu iki metodun fıkıh usûlünü te’lif ederken takip ettikleri yöntemlerden dolayı bu ilmin kelâmın mı yoksa fıkhın mı alt dalı olduğu tartışmasını gündeme getirmektedir. Tabiî bu tartışma sadece bundan kaynaklanmıyor çünkü iki metotla da te’lif edilen eserlere baktığımızda her yaklaşımla yazılan eserlerde de usûl ilminin yazımının kelâmî ilkeler olmadan olmayacağını savunanlar var olduğu gibi bu ilme kelâmi konuları, soyut ilkeleri çok karıştırmayı eleştirenlerin de var olduğu bir gerçektir.[2]

İki metodun ayrıştığı nokta, Sem’ânî’nin eleştirel olarak dikkat çektiği husus[3] ki, fâkihlerin yabancı olduğu veya fıkhın soru ve sorunlarının ele alınmadığı bazı konuların fıkıh usûlüne dâhil edilmesidir. Buna karşılık bazı fâkihler de kelâmî ve soyut kavram ve konularının, fıkıh ile fıkıh usûlü içerisine alınmasına karşı çıkmışlardır. Bunun sonucunda iki metodun eserlerine baktığımızda mütekellimîn metodu eserlerinin, usûlü kelamın alt dalı; fukaha metodunun ise usûlü fıkhın alt dalı olarak gördükleri söylenebilir.[4]

Kelâm ve fıkıh bakış açılarıyla yola çıkarak iki metodu birbirinden tamamen ayırmak ve ayrıştırmak doğru değildir. Genel olarak Hanefilere fukaha, diğerlerine mütekellimîn denilse de bu çok isabetli bir görüş değildir. Şâfiîler arasında ayrışma bulunmasının yanı sıra Hanbelîler arasında da kelâmın usûl ilminde belirleyici olması görüşü çok taraftar bulamamıştır. Daha doğrusu Hanbelîlerin de Sem’ânî gibi usûl ilminde kelâmın etkinliğini uygun görmediklerini söyleyebiliriz.[5] Malikîler arasında ise Bâkıllânî, Cüveynî, Gazzâlî, Râzî, Âmidî çizgisi oldukça yaygın bir etki bırakmıştır.[6]

Hanefiler arasında da kelâmî ilkelerin fıkıh usûlünde belirleyici olması gerektiğini savunanların bulunduğunu biliyoruz. Bunlar arasında bu görüşü en bâriz savunan ve tatbik etmeye çalışan Mîzânü’l-Usûl sahibi Alâe’d-din e’s-Semerkandî’dir. Ondan önce Debûsî, Cessâs ve Pezdevî gibi âlimler yer yer kelâmî konu ve ilkeleri kendi eserlerinde işlemiş olsalar da o, Mâtürîdî’nin kaybolan usûl eserine atıflarda bulunarak usûl ilminin kelâm ilminden bağımsız olmayacağını ve bunun Hanefîler arasında da taraftarları olduğunu göstermeye çalışmıştır.[7]

Fukaha metodunun fıkıh usûlünü kelâmın bir alt dalı olarak görüp görmediği meselesine gelecek olursak, Debûsî ve onu takip edenlerin en önemli iki fâkih ve usûlcü Serahsî ve Pezdevî eserlerinin mukaddimesinde ve genel mâhiyetinde[8] kelâm ilminin ve ilkelerinin bilincinde olduklarını gösteren açıklamalara yer vermişlerdir. Debûsî bununla beraber kelâmî/tasavvûfî/felsefî nitelikte müstâkil bir eser[9] te’lif etmiş ve fıkıh usûlü ile kelâm ilkelerinin ilişkisini fıkıh usûlüne dair yazdığı Takvîmü’l-Edille adlı eserinde konu etmiştir.[10]

Serahsî ve Pezdevî ise eserlerinin mukaddimelerinde şer’î hükümlerin üç ana kolundan birinin tevhit ilmi olduğunu açıklamışlar ve eserlerinde de zaman zaman usûl ile kelâm ilişkisine değinmişlerdir. Bundan dolayı onların fıkıh usûlü ilminin kelâma tâbî olduğu düşüncesinde ortak olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Fakat onların genel olarak itikâdî esaslar çerçevesinde kelâm meselelerine yaklaştıklarını, ilmî mesâileri içinde kelâm ilkelerine ve kelâm ilmi tarzında bir müktesebâta rastlanılmamasından çıkarabiliriz.[11]

Bu sebeple onları farklı bir usûl metodu geliştirmeye sevk eden faktörler Gazzâlî ve İbn Haldûn’un dediği gibi fıkıh sevgisi ve yaşadıkları dönemin itikâdî ve siyâsî sebepleridir. Yani başlarda Hanefîlerin Mu’tezile’ye eğilimli olmaları ve daha sonra Hanefîlerin kendilerini Mu’tezile’den farklı göstermeleri için çaba sarf etmeleridir.  Âlae’d-din es-Semerkandî’nin eleştirdiği şey budur. Bu tür durum ve varsayımlardan dolayı alternatif arayışlar içerisine girdiği ve söylediği şeyleri temellendirme gayretine girmektedir. O, bağlı olduğu mezhep içinde usûl eserleri yazanların çoğunun usûl üzerine konuşurken kelâmî ilkeleri yeterince dikkate almadıkları için hata yaptıklarına değinmektedir.[12]

Aslında eserinin başında itikâdî ve amelî olarak mezhebe bağlılığın şartlarını vermesinin sebebi mezhebindeki bazı fâkihlerin Eş’arî kelâm ilkelerini kabul ettiklerini veya kullandıklarını kastetmesidir. Bazılarının ise Mu’tezile etkisinde kaldıklarını belirtmektedir. Birincisinde kastettiği Hanefi Ebü’l-Yüsr el-Pezdevî ve te’lifte bu müellife benzerlik gösterenler olabilir. İkincisinde ise Debûsî, Serahsî ve Pezdevî’yi kastediyor olmalıdır.[13]

Yeni dönem usûl müktesebâtından yola çıkarak var olan bütün bu farklılıklar ve yapılan bütün tasnifler, fıkıh usûlü kavramına yüklenen anlamdan kaynaklanır. Fıkıh usûlünün “fıkıh” kelimesini anlamak ve “usûl” kelimesini de yöntem anlamına hasrederek açıklandığı takdirde hangi fâkihin nasıl bir usûlü takip ettiği yanında bu usûlün ilke ve yöntemlerinin ne olduğu çabasına gireriz. Yeni dönem âlimlerin metotları tasnif ederlerken birbirinden farklı ve zıt açıklamalarda bulunmaları bundan kaynaklanıyor olabilir. Yani fıkıh usûlünü, “anlamanın usûlü” olarak kabul edersek fıkıh usûlü hangi ilimden neş’et etmiş, ne tür metotlarla tasnif edilmiş gibi açıklamalarla belli başlı kategoriler elde etmiş oluruz.[14]

Bu sonuç bizi fâkihlerin usûlünü araştırmaya sevk eder ve nihayetinde mezhepsel olarak kategorizeyi meydana getirir. İşte bu durum usûl yazımı metotlarındandan fukaha metodunun mezhep kaygısı taşıdığı, mütekellimîn metodunun da mezhebe bağlılık kaygısını taşımadığı düşüncesi doğrulanmış olur. Bununla beraber fukahanın fıkhî ilkelerden kaynaklandığı,  mütekellimînin ise kelâmî ilkelerden inşa edildiği düşüncesini de meydana getirir. Bu da tartışmayı fıkıh usûlünün menşeinin ne olduğu problemiyle karşı karşıya getirir. Yani fıkıh usûlü, fıkhın mı yoksa kelâmın mı alt dalı olduğu meselesini gündeme taşır.[15]

Metotları anlamada asıl dikkat edilecek husus mezhebin dikkate alınması değil fıkıh usûlünün ele alınış tarzı olmalıdır. Bundan yola çıkarak Şâfiîyye ve Hanefîyye metotları diye kabul edilen tasnifin en sıkıntılı tasnif olduğunu kabul edebiliriz. Bunun yanı sıra İmam Şâfiî’yi mütekellimîn metoduna ait olarak görmenin problemli bir görüş olması gibi Debusî ve Semerkândî gibi âlimleri de Hanefî mezhebine bağlı olduklarından ötürü fukaha metoduna bağlı olarak düşünmek o denli sıkıntılıdır.[16]

Sonuç itibariyle fukaha metodunun Hanefîler arasında yaygınlaşmasının nedeni hangi sebep ve sonuçla olursa olsun genel olarak kelâma karşı mesafeli durmuş olmalarıdır. Memzûc metotla eser te’lif eden Hanefîlerle bu tavır değişmektedir. Tabiî Memzûc metodun Hanefiler dışında da örnekleri zikredilmektedir. Örneğin Cem’u’l-Cevâmi’ Şâfiî usûlcünün klasik sonrası temel metinlerinden biridir ve sadece mütekellimîn metoduna bağlı kalmamış fıkıh meselelerini de usûle dâhil etmiştir.  Dolayısıyla klasik sonrası dönemde kelâmî ve soyut ilkeleri Hanefilerin daha çok kullandığı, fıkıh mesailini ise mütekellimînin daha fazla kullandığı söylenebilir.[17]

KAYNAKÇA

Akgündüz, Ahmet (1994). Debûsî. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 9, İstanbul, 66-67.

Apaydın, Hacı Yunus (2018). İslam Hukuk Usûlü. Ankara: Bilay Yayınları.

Apaydın, Hacı Yunus (2012). Gazzâlî ve Fıkıh usûlü. (Haz. M. Cüneyt Kaya), Gazzâlî Konuşmaları, İstanbul: Küre Yayınları.

Aygün, Abdullah (2009). Sem`ânî. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 36, İstanbul, 463-464.

Bedir, Murteza (2013). Kelam ve Fıkıhçı Usûl Geleneklerine İlişkin Eleştirel Mülahazalar. İslam Araştırma Dergisi, 29, 65-97.

(2009). Matüridî Fıkıh Usûlü Gerçek mi? Kurgu mu? Büyük Türk Bilgini İmam Maturidî ve Maturidîlik, Milletlerarası Tartışmalı İlmî Toplantı Bildirileri. İstanbul, 22-24 Mayıs 2009, 412-420.

(2008). Hanefî Mezhebinin Abbasî Bağdatında Yükselişi ve Zayıflaması, İslam Medeniyetinde Bağdat Uluslararası Sempozyomu Bildirileri. Bağlarbaşı Kültür Merkezi, İstanbul, 7-9 Mayıs 2008, 621-632.

Beyzâvî, Kâdî (2018). Minhâcü’l-Vusûl İlâ `İlmi’l-Usûl. (Çev. MansurKoçinkağ), İstanbul: Rağbet Yayınları.

Cesas, Ebû Bekir (1414/1994). el-Fusûl fi’l-usûl. (Nşr. Uceyl Câsim en-Neşemî), Kuveyt: Vizâretü’l-evkaf. 4 Cilt.

Cüveynî, İmamü’l-Haremeyn (1418/1997). el-Burhan. (Neş. Muhammed Ali Beydavî), Beyrut: Daru’l-kutübü’l-ilmiyye. 2 Cilt.

Çağrıcı, Mustafa (1996). Gazzâlî. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 13, İstanbul, 489-505.

Debûsî, Ebu Zeyd(2001). Takvimü’l-edille. (Thk. Halil Muhiddin), Beyrut: Daru’l-kutübü’l-ilmiyye

Ebu Zehra, Muhammed (1958). Kahire: Dâru’l-Fikr.

Ebu Zehra, Muhammed (2014).Fıkıh Usulü. (Çev. Abdulkadir Şener), Ankara: Fecir yayınları.

Ed-dib, Abdulazim Mahmud (1993). Cüveynî. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 8, 141-144.

Ferrâ, Ebu’l-Ya’lâ (1432/2002).el-‘Udde fi usuli’l-fıkh.(Neş. Muhammed Ali Beydavî),Beyrut: Darü’l-Kütübi’l-İlmiyye. 2 Cilt.

Gazzâlî, Ebû Hamid (1432/2011).el-Mustasfâ. (Nşr. Muhammed Tâmr), Kahire: Darü’l-kütübü’l-ilmiye,2 Cilt.

Günay, Hacı Mehmet (2009). Semerkandî. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 36, İstanbul, 470-471.

Hudari Bey (1389/1969). Usûlü’l-fıkh. Kahire: el-Mektebetü’ticariyetü’l-kübra

İbn Haldun (2014). Mukaddime. (Haz. Süleyman Uludağ), İstanbul: DergahYayınları. 2 Cilt.

Köksal, Asım Cüneyt (2014). Fıkıh Usûlünün Mahiyeti ve Gayesi. İstanbul: İsam Yayınları.

Köksal, Asım Cüneyt (2012). Usûl-i Fıkıh. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 42, İstanbul, 201-210.

Pezdevî, Ali b. Muhammed (1437/2016). Kenzü’l-vüsûl ilâ ma`rifeti’l-usûl. (Thk. Said Bektaş), Medine: Darü’s-Sirâc.

Razî, Fahreddin (t.y.). el-Mahsul. (Thk. Taha Cabir), Beyrut: Müessesetü’r-Risale. 6 Cilt.

Sem`ânî, Ebü’l-Muzaffer (1418/1997). el-Kavati`u’l-edille. (Thk. Muhammed Hasan), Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye. 2 Cilt.

Semerkandî, Aleaddin (1984). Mizanü’l-usûl. (Thk. Muhammed Zeki Abdülber), y.y. 2 Cilt

Serahsî, Muhammed b. Ahmed (t.y.).Usûl. (Thk. Ebü’l-Vefa el-Afganî), Beyrut: Dâru’l-marife. 2 Cilt.

Seyyid Bey (2010). Fıkıh Usûlü-Giriş. (Haz. Hasan Karayiğit), İstanbul: Düşün Yayıncılık.

Şaban, Zekiyüddin (2012). Usûlü’l-Fıkh. (Çev. İbrahim Kafi Dönmez), Ankara: TDV Yayınları.

Şâfiî, Muhammed b. İdris (1435/2014). er-Risâle. (Nşr. Abdüllatif el-Humaym), Beyrut: Darü’l-kütübü’l-ilmiye.

Şirâzî, Ebû İshâk (1983). et-Tabbsıra fi ısûli’l-fıkh. (Nşr. Muhammed Hasan Heyto), Dımaşk: Dârul-Fikr.

Yıgın, Adem (2013). Fukaha Metodunun Genel Yapısı.M.Ü.İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1(24),65-105

Zeydan, Abdulkerim (2011). el-Veciz. Beyrut: Müessesetü’r-Risaletü’naşirun.

Zuhaylî, Vehbe (1994).el-Veciz. Beyrut: Dâru’l-Fikri’l-Muasır.

Zuhaylî, Vehbe(2015). el-Veciz. (Çev. Ahmet Efe), İstanbul: Risale.

 

 

 


[1] Zekiyyüddin Şa`bân, Usûlü’l-Fıkh ss. 33-34. Vehbe Zuhaylî, Veciz, s. 17-19. Hudarî Bey, Usûlü’l-fıkh, s. 7-9. Muhammed Ebû Zehra, Fkıh Usûlü, ss. 6-24.

[2]A.g.e., ss. 33-34. A.g.e., s. 17-19. A.g.e., s. 7-9. A.g.e., s. 6-24.

[3] Ebü’l-Muzaffer es-Sem’ânî, el-Kavati`u’l-edille c. 1. ss. 17-19.

[4]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[5] Ebu Ye’lâ el-Ferrâ, el-‘Udde fî usuli’l-fıkh, (Muhammed Ali Beyzâvî), Darü’l-Kütübü’l-İlmiyye, Beyrut 2002, c. 1. ss. 17-19.

[6] İbn Haldûn, a.g.e., c. 2. ss. 813-818. Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[7]Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420. Alâeddin es-Semerkandî, a.g.e., c. 1. s.1. Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[8]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97. Farü’l-İslam el-Pezdevî, Usulü’l-pezdevî, (Thk. Said Bektaş),Darü’s-Sirac, Medine 2016, ss. 89-93,  Serahsî, Usûlü’l-fıkh, (Thk. Ebu’l-Vefâ el-Afgânî), Darü’l-Marife, Beyrut 1993, c.1. s.1.

[9] Ahmet Akgündüz, “Debûsî”,DİA, 9, İstanbul 1994, ss. 66-67.

[10]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[11]Farü’l-İslam el-Pezdevî, a.g.e., s. 89-93. Serahsî, a.g.e., s. 9,10. Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[12]Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420.  Alâeddin es-Semerkandî, a.g.e., c.1. s.1.  Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.

[13]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420. Murteza Bedir, “Hanefi Mezhebinin Abbasi Bağdat’ında Yükselişi ve Zayıflaması”, İslam Medeniyetinde Bağdat, Uluslararası Sempozyum bildirileri, İstanbul, (7-9 Mayıs 2008), 2008,ss. 621-632.

[14] Hacı Yunus Apaydın, “Gazzâlî ve Fıkıh usulü”, (Ed. M. Cüneyt Kaya), Gazzâlî Konuşmaları, Küre Yayınları, İstanbul 2012, ss. 175-180. Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.  Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420.

[15] Hacı Yunus Apaydın, a.g.e., ss. 175-180. Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97. Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420.

[16]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97. Murteza Bedir, “Mâtürîdî Fıkıh usulü: Gerçek mi? Kurgu mu?”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtürîdî ve Mâtürîdîlik: Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantı, İstanbul, (22-24 Mayıs 2009), 2009, ss. 412-420.

[17]Murtaza Bedir, “Kelam ve Fıkıhçı usul Geleneklerine ilişkin Bazı Eleştirel Mülahazalar” İslam Araştırma Dergisi Cilt: 29, 2013,ss. 65-97.